Geçmiş yılların birikimi ve tecrübesiyle bizlere yol gösteren, sonsuz sevgi ve sabırla bizleri yetiştiren büyüklerimiz, geçmiş ile gelecek arasında köprü kuran en değerli varlıklarımızdır. Yaşlılarımız; geçmişimizin tecrübelerini bugünlere aktaran, milli kültür ve değerlerimizi yarınlara taşımamızı sağlayan toplumsal hayatımızın en kıymetli hazineleridir.
Millet olarak ne mutlu bize ki, yaşlılarımızı yük olarak görmeyen, tam aksine onlara ihtimamla ve sevgiyle yaklaşmamızı sağlayan bir kültüre sahibiz. Bu geleneğin sürdürülmesi hem aile bağlarımızın, hem de toplumsal dokumuzun korunması bakımından hayati bir önem taşımaktadır.
Milli değerlerimiz ve kültürümüzün taşıyıcısı olan yaşlılarımıza hak ettikleri saygı ve sevgiyi göstermek, toplumsal yaşama aktif olarak katılmalarını, sosyal, kültürel ve ekonomik haklara sahip ve kimseye muhtaç olmadan yaşamalarını sağlamak birey olarak öncelikli görevimizdir.
Gerek aile büyüğünden olan yaşlılarımızı gerekse de çevremizde bulunan yaşlılarımızı dışlamadan bir arada yaşamak geleneklerimizin devamı ve toplumun manevi yönden gelişimi için oldukça önemlidir. Yaşlılarımız için yapacağımız her güzel iş, hem vicdani hem de insanı bir sorumluluğun gereğidir.
Her birey kendisinin de bir gün yaşlanacağını göz önünde bulundurarak, yaşlılara, özellikle anne-babasına, dedelerine, ninelerine saygıda kusur etmemelidir. Unutmayalım ki, yaşlılara saygı ve alakayı gösteren insan, kendisi yaşlandığında saygı ve alaka görür.
Kendi yaşlılığımızda görmek istediğimiz gibi ilgi, saygı ve hürmeti yaşlılarımıza göstermemiz temennisiyle, bütün yaşlılarımızın ‘Yaşlılara Saygı Haftasını’ kutluyoruz.