Kamuoyuna iç güvenlik paketi olarak yansıtılan ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde görüşülmekte olan "Polis Vazife Ve Salahiyetleri Kanunu, Jandarma Teşkilat, Görev Ve Yetkileri Kanunu, Nüfus Hizmetleri Kanunu İle Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" halkın var olan hukuk güvenliğini ortadan kaldıracak hükümler içermektedir.
Hakim ve savcı gibi yargı makamlarının sorumluluk alanında olan yetkiler, bu tasarı yasalaşırsa, siyasi iktidara bağlı olan vali ve kaymakam gibi yürütme makamları ile doğrudan polise verilmiş olacaktır.
Bu tasarı yasalaşırsa, demokratik ülkelerdeki "kuvvetler ayrılığı ilkesi" ortadan kaldırılarak, hukuk devleti yerine polis devletine geçilecek, yurttaşların hak arama güvencesi olarak gördüğü demokratik hukuk düzeni, yerini baskıcı, faşizan bir sisteme terk ederek, hukuk devleti mülki amir ve polis eliyle ortadan kaldırılacaktır.
Anayasal hak ve özgürlüklere sahip çıkan ve evrensel hukuk kurallarının savunucusu, hak arama mesleğinin uygulayıcıları olan biz avukatlar ve onların örgütlü gücü olan barolar, anılan yasa tasarısının karşısında olduğumuzu açıkça belirtiyoruz.
Biz baro başkanları ve hukukçular olarak, bu vahim tasarının yasalaşması durumunda, toplumsal barışın tümüyle ortadan kalkacağını, bireysel ve kollektif hukuk güvenliğinin yok edileceğini, totaliter bir düzenin keyfi uygulamaları ile karşı karşıya kalınacağını biliyoruz.
Bu tasarının yasalaştırılması ısrar ve inadından vazgeçilmediği taktirde, başta Türkiye Barolar Birliği ve barolar olarak, hukuk mücadelemizi, her platformda kararlılıkla ve eylemli olarak sürdüreceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz.